‘Orta Kulak İltihabı Çocuklarda Daha Sık Görülür’
Uzman Op. Dr. Tugay Çevik, çocukların östaki borusunun daha düz ve kısa olmasından dolayı orta kulak iltihabının çocuklarda daha sık görüldüğünü belirtti.
Kulak iltihabı ve kulakta sıvı toplanması gibi sağlık sorunları hakkında bilgi veren Op. Dr. Çevik, üç çeşit orta kulak iltihabı olduğunu ifade ederek, östaki borusunun tıkanmasına bağlı gelişen seröz orta kulak iltihaplarında kulak zarında ileri derecede çökme ve orta kulak kemikçiklerinde erimeye bağlı işitme kaybı gelişebileceğini belirtti.
İltihabın orta kulakta bakterilerin yerleşip hastalık yapacak kadar çoğalması sonucu oluştuğunu dile getiren Çevik, “Orta kulağa mikroplar genellikle östaki borusu aracılığı ile geniz ve boğazdan gelir. Östaki borusunun çocuklarda daha düz ve kısa olmasından dolayı orta kulak iltihabı çocuklarda daha sık görülür. Kulak zarı sağlam olduğu sürece dış kulaktan orta kulağa iltihap yapacak bakteri giremez. Bazen orta kulakta bakterilere bağlı olmayan iltihap gelişebilir. Bu durum genellikle östaki borusunun alerji veya geniz eti gibi nedenlerle tıkanıp orta kulakta basınç problemleri oluşmasına ve yapışkan sıvı toplanmasına bağlıdır. Seröz orta kulak iltihabı denilen bu durum bakterilere bağlı orta ulak iltihabından farklı belirtiler verir ve tedavisi de farklıdır.
Bakterilere bağlı iltihap genellikle ilaç tedavisiyle düzelirken, seröz orta kulak iltihabı bazen kulak zarını çizmek ya da tüp takmak şeklinde bir ameliyat gerektirir. Orta kulak iltihabının en sık görülen belirtisinin ağrı olduğunu vurgulayan Op. Dr. Çevik, özellikle çocukların ağrıyı daha fazla hissettiğini belirtti. Orta kulak iltihabında işitme azlığı, ateş, bebeklerde huzursuzluk, dolgunluk gibi şikayetler görüldüğünü kaydeden Çevik, “Eğer iltihap kulak zarını delerse kanlı ya da iltihaplı akıntı oluşur. Seröz orta kulak iltihabında ise ağrı olmaksızın işitme azlığı görülür. Kronik orta kulak iltihabında ise işitme azlığı, aralıklı veya sürekli akıntı veya kötü koku şeklinde belirtiler olur” diye konuştu.
Yeni oluşan bir orta kulak iltihabında teşhisin muayene ile konduğunu anımsatan Op. Dr. Çevik, seröz ve kronik orta kulak iltihaplarında işitme testlerinin gerekli olduğunu ifade etti. Akut orta kulak iltihabının genellikle antibiyotikler ve ağrı kesici ilaçlarla uygun şekilde tedavi edildiğini dile getiren Op. Dr. Çevik, “Nadiren antibiyotiklere cevap alınamadığı durumlarda kulak zarını çizmek gerekebilir. ‘Seröz otitis media’da da yine önce ilaç tedavisi uygulanır. Özellikle alerjiye bağlı seröz orta kulak iltihapları ilaç tedavisine iyi yanıt verir. Ancak birçok kez kulak zarını çizmek veya tüp takmak şeklinde cerrahi müdahale gerekir. Kronik orta kulak iltihaplarında nadiren ilaç tedavisi yeterli tedavisi sağlar. Kronik orta kulak iltihaplarının tedavisi genellikle ameliyattır” açıklamasında bulundu.
İltihaba tekrarlayan orta kulak iltihabı teşhisi koymak için hastanın 6 aylık süre içerisinde üç veya daha fazla orta kulak iltihabı geçirmesi gerektiğini vurgulayan Op. Dr. Çevik, “Tekrarlayan orta kulak iltihabı olan çocuklarda yarık damak, burun ve sinüs alerjisi, geniz eti, sinüzit gibi hastalıklar araştırılır. Bunlardan biri bulunursa tedavi edilir. Eğer bu tür hastalıklar bulunamazsa önleyici tedavi yapılır. Bunun için orta kulak iltihabı olmadan düşük dozda antibiyotik verilmesi, kulak zarının çizilmesi veya kulak zarına tüp takılması, geniz etinin alınması ve bazı aşıların yapılması gibi yöntemlere başvurulur” dedi.
ORTA KULAK İLTİHAPLARINDA AMELİYAT
Seröz orta kulak iltihabında hastada işitme kaybının oluşmaya başladığı takdirde, durum ilaç tedavisiyle düzelmiyorsa ameliyatın şart olduğunu belirten Op. Dr. Çevik, kronik orta kulak iltihabında da iltihabın orta kulaktaki kemikçikleri eritmeye başladığı ve çevre dokulara yayılmaya başladığı takdirde ameliyat edilmesi gerektiğini kaydetti.
Akut orta kulak iltihaplarının uygun dozda ve uygun süre ile tedavi edildiklerinde genellikle bir tehlikeye neden olmadığını söyleyen Çevik, “Seröz orta kulak iltihaplarında da kulak zarında ileri derecede çökme ve orta kulak kemikçiklerinde erimeye bağlı işitme kaybı gelişebilir. Bazen ileri derecede zar çökmelerinde orta kulakta kolesteatom adı verilen ve kemiklerde erimeye neden olan bir doku gelişebilir ve iltihabın çevre dokulara yayılmasına neden olabilir.
Kronik orta kulak iltihapları en çok tehlikeye yol açabilen iltihap türüdür. Kolesteatom daha çok kronik iltihaplarda oluşur. Eğer kolesteatom yoksa ve kabul edilebilir bir işitme kaybı varsa ameliyat gerekmeyebilir. Seröz orta kulak iltihaplarında ameliyat olunmazsa zardaki çökme ve sıvı birikimi artar. İşitme kaybı günlük yaşamı zorlaştıracak seviyeye gelir ve daha sonra uygulanacak ameliyatın başarı şansı düşer. Kronik orta kulak iltihaplarında ise eğer işitme kaybı az ise ve iltihap pasif durumda olup, sık sık akıntı yapmıyorsa ameliyat olmadan yaşam devam edebilir. Bu durumda hasta kulağına su kaçırmamaya ve mümkün olduğunca üst solunum yolu enfeksiyonu geçirmemeye çalışmalıdır. Ancak iltihap sık sık aktif hale gelip akıntı oluyorsa, işitme kaybı ilerliyorsa, kulak kemikçiklerinde erime artıyorsa ve orta kulak iltihabına bağlı komplikasyonlar oluşmuşsa tedavi kesinlikle ameliyattır” şeklinde konuştu.
Her ameliyatın olduğu gibi orta kulak ameliyatlarının da riskleri ve komplikasyonları olduğuna dikkat çeken Op. Dr. Çevik, şunları kaydetti:
“Bu ameliyatlar için sıklıkla genel anestezi kullanıldığı için anestezi riskleri mevcuttur. Bunun dışında kulak zarının çizilmesi genellikle problem yaratmamasına rağmen bazen iç kulağa zarar verilebilir.
Tüp takılması da bazı problemler yaratabilir. Tüp takılırken kulak zarına fazla zarar verilebilir veya tüp orta kulağa kaçabilir. Tüp takıldıktan sonra ise, zarda kalıcı delik, kireçlenme, enfeksiyon ve buna bağlı akıntı oluşabilir. Kronik orta kulak iltihapları için yapılan ameliyatlar daha büyük ameliyatlardır ve bunların da bazı komplikasyonları vardır. İç kulağa zarar verilerek tam işitme kaybı, yüz felci, çevredeki damar ve sinirlerin yaralanması önemli komplikasyonlar arasındadır. Kulağına tüp takılan hastaların dikkat etmesi gereken en önemli konu kulağa su kaçmasının önlenmesidir. Bunun dışında genellikle ayda bir kez kontrol yeterlidir. Kronik orta kulak iltihaplarında ise en önemli konu pansumanlara doktorun uygun gördüğü şekilde riayet edilmesi ve verilen ilaçların uygun şekilde kullanılmasıdır.
Orta kulak iltihabı için ameliyat olan hastaların yiyecek ve içecekle ilgili dikkat etmesi gereken önemli konular yoktur. Kronik orta kulak iltihabı nedeniyle kulak çevresindeki kemiğin fazla oyulmak zorunda kalınan hastalarda, oluşan boşlukta kulak kiri sık sık birikebilir. Bunlar periyodik olarak temizlenmelidir. Orta kulak iltihapları için yapılan ameliyatlardan önce hiçbir zaman sorunun kesinlikle yok olacağına dair iddiada bulunulmaz. Tüp takılan hastalarda tüp çıktıktan sonra orta kulaktaki basınç ve sıvı problemleri tekrar edebilir. Bazen birkaç kez tüp takılmasına rağmen problemin devam ettiği hastalar vardır. Kronik orta kulak iltihabı ameliyatları sonucunda ise takılan zarın tutmaması, takılan protezlerin yerinden çıkması, iltihabın devam etmesi gibi problemler oluşabilir.”
Kategori: Çocuğum, Genel, Haberler, Sağlık & Güzellik
Sosyal Medya