Kekemelik

16 Temmuz 2012 Devamı

Kekemelik, konuşma esnasında konuşmanın akıcılığını bozan duraklama, bazı ses ve sözcükleri tekrarlama ya da bir heceyi uzatarak söyleme ile kendini gösteren bir bozukluktur. Kekemelik genellikle  5-6 yaş civarında  ve  erkek çocuklarda kızlara oranla daha sık görülür. Sosyal yaşamı olumsuz yönde etkileyebilen kekemeliğin  tedavisinde başarılı olmak için, geç kalmamak gerekir.

Kekemelik birbirinden bağımsız birçok faktöre bağlı olarak  ortaya çıkabilir:

  1. Sinir sistemine ait  sebepler: seyrek  olarak  rastlanır  ve  birlikte  farklı belirti ve  bulgular  vardır.
  2. Kalıtsal sebepler: Anne , baba , 1. veya 2. derece akrabalarda kekemelik olması durumu  problemin  ortaya çıkmasını   kolaylaştırıyor. Sadece kekemelik değil aile bireylerinden birinde başka bir konuşma bozukluğu söz konusu olduğunda da kekemelik daha sık görülebiliyor.
  3. Psikolojik sebepler: Aile problemleri, herhangi bir şeyden duyulan şiddetli korku da kekemeliğe sebebiyet verebiliyor. En sıklıkla  gördüğümüz  nedenler  olduğundan  üzerinde özellikle  durulması  gerekiyor. Kekemeliğe yatkın bir  kişide  yaşanılan  zorlu yaşam olayları  problemin ortaya çıkmasını  kaçınılmaz  hale  getiriyor. Ancak bir çocukta kekemeliğin gerçek sebebini bulmak  her zaman  kolay değildir. Kekemeliğin neye dayalı olarak geliştiği genellikle bilinsede  ,  bu durum tedaviyi çok da etkilemez. Sebep ne olursa olsun tedavi  benzer  şekilde yürür.

Kekemelik genel olarak 5 -6 yaş arasında başlamasına karşın bazı çocuklarda 3 yaş civarında görülür. Nedeni bilinmemekle birlikte erkeklerde kızlara oranla daha sık rastlanır. Kekemeliğin şiddeti  çocuk sosyalleştikçe, çevresindeki insanların sayısı çoğaldıkça artar. Çocuk heyecanlandığında, duygusal faktörler devreye girdiğinde, örneğin telefon konuşması sırasında kekemelik belirginleşir.

Ne kadar erken dönemde  hekime  başvurulursa tedavinin başarılı olma  şansı  o derece artar.   3 yaşında bir çocuğa uygulanan tedavi ile 9 yaşındaki birine uygulanan tedavinin birtakım farklılıkları vardır. 3 yaşında bir çocuğa uygulanan tedavide konuşma bozukluğunun adını koymadan,  düşük ritimli konuşma  ile olay kontrol altına alınabilecekken ergenlik çağında çok daha detaylı bir tedavi gerekir. Geçer diye beklememek, bir an önce   hekime  danışmak tedavinin başarısı açısından çok önemlidir. Tedavinin şekli ve süresi hastanın yaşına ve kekemeliğin şiddetine göre değişir. Çocuk kekemeliğin negatif etkilerini ne kadar az yaşayıp, ne kadar erken   hekime  gelirse tedavi o kadar etkili  ve hızlı olur.   Ancak erken dönemde başvuran hastalarda kekemeliğin büyük ölçüde kontrol altına alınması ve çok daha akıcı bir konuşmanın sağlanması mümkündür.

Dr. Şükrü Çido

Türkiye hastanesi

Kategori: Çocuğum, Genel, Haberler, Uzm.Dr. Şükrü Çido, Yazarlar