İşte genç kalmanın sırrı !
Güneş ışınlarının çok geniş bir dalga boyu yelpazesine sahip olduğunun ve temel olarak görünmeyen ışınlar (Ultraviole A ve B) ile görünen ışınları yaydıklarını belirten Dr. Siraç Aktar, “Dünyaya ulaşan UV ışın miktarı mevsim, günün saatleri, rakım ve atmosfer koşullarına bağlı olarak değişim göstermektedir. Örneğin yaz aylarında dünyaya ulaşan UV miktarı, ilkbahar ve sonbahara göre daha fazladır” diyen Dr. Siraç Aktar güneşin zararlı etkilerini şöyle sıraladı:
“Güneş yanığı, UV ışınlarının ilk ve en bilinen erken deri cevabıdır. Özellikle açık tenli kişilerde, eritem, ısı artışı, ağrı ve ödem gibi klasik belirtiler biçiminde ortaya çıkar. İleri düzey güneş yanıklarında ateş, halsizlik, mide rahatsızlığı ve şuur bulanıklığı gibi sistemik belirtilerde oluşabilir. Erken yaşlanma ve deri kırışıklıklar; Yıllar boyu korunmasız güneş maruziyeti sonrasında ileride kansere dönme potansiyeli bulunan üzeri hafif kabuklu deri lekeleri oluşabilir. Yine deride güneş maruziyeti sonrası erken yaşlanmanın bir diğer belirteci olan kırışıklıklar da ortaya çıkabilir. Beyaz tenli kimseler için tehlike daha çok olmakla birlikte deri kanseri her tur ve renk deride meydana gelebilir.
Deri kanserlerinin yüzde 90’ından fazlası güneş gören yerlerde görülür. Erken tanı konduğunda cilt kanserlerin yüzde 99 tedavi edilebilir. Bu nedenle deride aylarca iyileşmeyen sabit yaralar, Uzun süreli kaşınan kabuklanan, kanayan leke ve yaralar, Büyüklüğü, kalınlığı, yapısı değişken, düzensiz kenarlı benler, Rengi çok kısa koyulaşan, büyüyen ve üzeri pürüzlü benler, fark edildiği zaman acilen bir dermatologa görünmek erken tanı ve tedavi açısından önemlidir. Bronz ten; Toplumdaki yanlış algılamanın aksine bronz ten sıklıkla güneş hasarı sonucunda oluşan bir tablo olarak değerlendirilmelidir. Nitekim bronzlaşmada kullanılan bir çok solaryum cihazı derinin daha derin tabakalarına inme potansiyeline sahip, erken deri yaşlanması ve deri kanserinden sorumlu tutulan suni UVA ışınını yaymaktadırlar.
Alerjik reaksiyonlar; Bazı insanlar güneşe maruz kaldıklarında kırmızı lekeler, kabarıklıklar ve su toplaması şeklinde alerjik reaksiyon geçirebilir. Bu reaksiyonlar güneş ile yalnızca kısa bir temas sonrasında görülebilir. Kullanılan kozmetikler, bitki, deriye uygulanan ilaçlar, doğum kontrol hapları, antibiyotikler, tansiyon ilaçları ve bazı depresyon ilaçları hatta güneşten koruyucu kremler bile güneş ile birlikte alerjik reaksiyona neden olabilir. Hastalıklar; Ultraviole ışınları bağışıklık sistemi baskılanması sonucu uçuk, zona gibi viral hastalıklar ile ışığa duyarlı Lupus gibi bazı cilt hastalıklarının alevlenmesi ile gözde de katarakta kadar gidebilen problemlere neden olabilir. Güneşten korunma, deri hasarının oluşmasını ve kanser riskini azaltır.
Hiç şüphesiz güneşten korunmak için öncelikle güneşin yeryüzüne en dik geldiği 11-15 saatleri arasında güneşe maruz kalmamak en ucuz ve kolay korunma yöntemi olmakla birlikte, yine mevsimine uygun giysiler seçerek ışınlar kısmen bertaraf edilebilir. Güneşe tutulduğunda öteki tarafı görünen seyrek dokunmuş giysiler ile deriyi sıkıca saran ıslak kıyafetler iyi bir koruma sağlamaz. Dışarı çıkarken geniş şapka ve gözlük takılması ve koruyucu kıyafetler giyilmesi önerilir.
Eğer güneşe maruz kalınacaksa en az 15 faktörlü geniş spektrumlu güneşten koruyucular dudak da dahil olmak üzere, tüm güneş gören alanlara, kapalı havalarda bile uygulanmalı ve gün içinde uygulama yaklaşık 2 saatte bir tekrarlanmalıdır. Çocuklar ve hareket halinde çok terleyen kimseler için suya dayanıklı güneş kremleri en iyisidir. İyi bir güneş koruyucu aynı anda UV-A ve UV-B’ye karşı yüksek koruma faktörü içermelidir. Kokusuz, renksiz, suya ve terlemeye dayanıklı ve hipoalerjenik olmalıdır” dedi.
Kategori: Araştırma, Genel, Haberler, Sağlık & Güzellik
Sosyal Medya