Hapşırmak ve öksürmek bel fıtığını tetikliyor
Uzmanlar, günlük hayatta yaptığımız bazı hataların bel fıtığı oluşmasına yol açtığını belirtti.
Doktorlara göre karın kasları ve bel kasları doğal bir korse görevi yükleniyor. Bu doğal korse hareketsizlik, şişmanlık, hamilelik sonrası gibi nedenlerle zayıflıyor. Bu tutucu gücün eksikliği omurgaya, omurların arasındaki yastığa gelebilecek ters güçleri önlemede başarısız kaldığında da omurlar arasındaki yastıklarda yırtılma ve fıtıklaşmaya neden oluyor.
Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Hakkı Kaya Aksoy, bu yırtılma ve fıtıklaşma için çok büyük bir güç gerekmediğini, hapşırma, öksürme, aksırma, ani dönüş, doğrulup ani yataktan kalkma, yatağa yatma sırasında bile bel ağrısı oluşabileceğini, omurlar arasındaki yastığın kılıfının yırtılmış olabileceğini belirtiyor. İnsan vücudunun hareket üzerine yaratıldığını, ancak bu hareketin de bilinçli ve dengeli yapılmasının önemine işaret eden Aksoy, günlük hayatta yaptığımız hatalarla bel fıtığı oluşmasına en sık yol açan 7 nedeni söyle sıraladı:
“Günlük hayattaki en sık hatalarımız oturmaya bağlı hatalardır. Modern çağda çoğu çalışanın çalışma masasındaki bilgisayar göz hizasında değildir. Ofis çalışanları bilgisayar ekranını daha rahat görebilmek amacıyla kaykılarak yada kamburlaşarak oturuyor. Oysa ofiste çalışırken sırtı yaslamak, bel boşluğuna yumuşak bir yastık koymak, her iki ayağın tabanı yere basacak şekilde oturuşun ayarlanması gerekiyor”
“Gece yatağa yatılacağı zaman kendini yatağa atmak, ani hareketler yapmak doğru değildir. Aynı şekilde yataktan kalkarken ani hareketlerle birden fırlamak yanlıştır. Bunun yerine yataktan kalkarken yan dönüp bacakları karına doğru kıvırıp, ayakları yataktan sarkıtıp, kol yardımı ile gövdeyi kaldırmak gerekiyor. Bu şekilde bele en az yükün binmesi sağlanabilir”
“Uzun süre sabit pozisyonda oturarak televizyon seyretmek omurgaya yapılan bir eziyettir. Filmlerin uzun sürmesi, televizyon seyrederken kaykılarak yatmak, uzun süre bu pozisyonda kalmak omurgaya zararlıdır”
“Eşya taşırken, yük kaldırırken, yükü iki kola dağıtmak gerekiyor. Taşınan yükü yerden alış sırasında örneğin 10 kg taşınıyorsa beşer beşer iki kola paylaştırmak önemli. Bunu yaparken de dizleri büküp, dimdik durup yükü aniden yerden almamak önem taşıyor”
“Uzun süre ayakta durmada, iki ayak arasını açmak veya bir ayağın altına küçük bir yükselti koyup, zaman zaman ayakları değiştirmek gerekiyor”
“Yüksekten bir şey almak istenildiğinde uzanarak kolu ve omurgayı zorlamak yerine, yükselti veya merdiven kullanmak daha faydalıdır”
“Sigara alışkanlığı da omurlar arasındaki yastığın kılıf dediğimiz yapısındaki (annulus fibrozisindeki) maddelerin azalmasını sağlayarak kılıfı zayıflatıyor”
BEL FITIĞI EN ÇOK ERKEKLERDE GÖRÜNÜYOR
Bel fıtığının yaşam şartlarının ağırlığına daha fazla maruz kalan erkeklerde daha sık görüldüğünü ifade eden Aksoy, bayanlarda çocuk doğurmanın bel fıtığının ilerlemesine yol açtığını söyledi. Aksoy, “Hamilelikte rahimde taşınan bebeğin ve alınan kiloların ölçülü veya ölçüsüz omurgaya binen yükü, hamilelik sırasında egzersiz yapılarak giderilebilir. Tabi ki bu egzersizler hamilelik öncesi hiç yapılmayıp sadece hamilelikte yapılacak anlamında değildir. Doğum sonrası beslenme, yürüyüş, yüzme, jimnastikle tekrar vücut normal hale getirilebilir.
Lohusalarda 3,5-4 kg diyerek önce hafife alınan bebek ağırlığının giderek arttığını akıldan çıkarmamak gerekiyor. Bu nedenle günlük yaşamda bebek bakımında ani hareketlerden kaçınmak önemli. Bebek doğduktan sonra, özellikle bebeğin bezini değiştirirken alt değiştirme sehpasının annenin düz eğilmeden işlemi yapacağı seviyede, yıkama küvetinin ise öne eğilmeyi gerektirmeyecek şekilde olması lazım. Fazla ağlamasın diye anne veya babanın aniden seğirtmesi, sıçraması, uzanması, anne ve babaların bel problemleri ile mağdur olmalarına neden olabiliyor.
Yenidoğan çocuğun taşınması anne babanın ortaklaşa yaptıkları bir eylem olmalıdır. Ana kucağı, diğer taşıyıcılar genişlikleri itibariyle anne veya babanın bacağından uzakta konuşlandığından, ana kucağı taşınırken kol alabildiğince yana açılarak taşıma sırasında bele yük binebiliyor” dedi.
HANGİ HASTALARA MUTLAKA AMELİYAT OLMALISINIZ DENİLİYOR?
Bel fıtığının hemen ameliyat edilmesinin yanlış bir teşhis olacağını belirten Aksoy, “Bel fıtığı ve bel kayması sonucunda bel ağrısı ile birlikte sinirlere basıya bağlı bacaklarda güçsüzlük ve duyu kaybı oluştuysa, istemli idrar ve gaita yapamama yakınmaları varsa, omurgada anormal hareketlilik ortaya çıktıysa, kuvvet kaybı gibi nörolojik bulgular olmamasına rağmen, uzun süren ve medikal ya da başka tedavilere yanıt vermeyen ağrı ve hastaların yaşam kalitelerini etkileyen ağrı var ise ameliyat gereklidir, kuvvet kusuru yanı sıra ağrı çok şiddetli ise ve idrar-gaita kaçırması başlamış ise mutlak ameliyat lazımdır” dedi.
“SICAK TUĞLAYI HAVLUYA SARMAK, BARDAK, ŞİŞE ÇEKTİRMEK GİBİ YÖNTEMLER YANLIŞ UYGULAMA”
Bel ağrılarını azaltmaya yönelik bele çiğnenmiş ekmek, dövülmüş siyahlaşmış et, balık bağlamak, şiş sokmak, pis kan akıtmak, bardak çekmek gibi birçok yöntemlerin denendiğine dikkat çeken Aksoy, “Hepsinde ana amaç kastaki spazmı yenebilmek, kastaki gerilimin doğurduğu ağrıyı azaltmaktır. Modern tıpta ağrı kesici, kas gevşetici enflamasyonu azaltıcı ilaçlar (analjezik-antienflamatuar-myorölakson ilaçlar) kullanılmalı. Eğer ağrı daha ağır analjeziklerle de geçmiyorsa omurilikten çıkan sinire büyük bası var demektir, bu nedenle sözkonusu basıyı kaldırmak gerekir. Hiçbir ilaç ve hiçbir tedavi, halk arasındaki tabirle fırlamış fıtığı içeri itemez veya yok edemez.
Bazı halk arası kullanılan ilaçlar ciltte problemlerden, enfeksiyonlara kadar yanlış neticeler de doğurabiliyor. Ayrıca bir diğer müdahale de manipulasyonlardır. Bilinçsiz ellerde beli çekme tehlikeli bir manevradır. Beldeki patolojiyi bilmeden kuvvetle beli çekmek bilimsel, çağdaş olmayan bir yöntemdir. Manipulasyon yapılacaksa, bunun da bilimsel yönü vardır. Fizik tedavi tarafından uygulanabilmektedir” dedi.
Kategori: Genel, Haberler, Sağlık & Güzellik
Sosyal Medya