Grip Sezonu Geçti Demeyin
Grip yalnızca kasım-aralık aylarında görülmüyor, önemli bölümü ocakta başlıyor.
Grip yalnızca kasım-aralık aylarında görülmüyor, önemli bölümü ocakta başlıyor. Avrupa ülkelerigrip sezonu devam ettiği sürece aşılamanın yapılmasını önermekte, bizde de öyle olması gerekiyor ancak bu süreci uzatmayı henüz başaramadık. Sağlıklı ve düzgün beslenme alışkanlıklarını uygulayıp, çeşitli hastalıklardan korunarak bağışıklık sisteminin güçlendirilebileceğine işaret eden uzmanlar, genel anlamda, immün sistem için uygun olan “doğru beslenme” alışkanlıkları dışında, özel olarak grip etkeni influenza virüslerine doğrudan etki eden bir besin maddesi olmadığını vurgulayarak, koruyucu aşıların daha güvenilir korunma yöntemi olduğunu söyledi.
Tedavi edilmediğinde, özellikle bazı risk gruplarında, ölüme kadar götürebilecek denli tehlikeli olan grip, hiçbir ülkede ölüm nedeni olarak kayıtlara geçmez. Fakat özellikle istatistiklerin iyi tutulduğu Batı ülkelerinde, astım, diyabet, kalp hastalıklarından yaşamını yitirenlerin kayıtları düzgün biçimde tutulmaktadır. Bu noktada, her ülkede, örneğin kalp krizinden yaşamını yitirenlerin sayısının, o ülkede grip aktivitesinin başlaması ile artış gösterdiği, söz konusu süreğen hastalıklardan yaşamını yitirenlerin sayısının, var olan tabloya gribin eklenmesi ile arttığı kabul edilmektedir. Bu tip bir gözlemden hareketle sıradan bir mevsimsel grip döneminde dünyada 250 bin-500 bin kişinin gribin yarattığı sorunlara bağlı olarak yaşamını yitirdiği Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından hesaplanmıştır.
“Çocukların aşılanması ile diğer yaş dilimlerine bulaşma kesilebilir”
2012’ye kadar evrensel ölçekte, yaşlılar ve bir dizi kronik hastalığı olanlar bu listede yer alıyordu. Ancak 2009 salgın hastalıklarının öğrettiklerinden sonra aşılanması gerekenler listesinin ilk sırasına gebeler konulmuştur; hem kendilerini hem de dünyaya gelecek çocuklarını korumak için inaktif grip aşısının gebeliğin herhangi bir döneminde uygulanması DSÖ tarafından önerilmektedir. Ayrıca toplumda gribin dağılımında önemli olan çocukların da aşılanması önerilmekte ve gelişmiş Batı ülkelerinde uygulanmaktadır. Aşılanması gerekenler arasında sağlık çalışanları ve diğer klasik risk grupları (yaşlılar, süreğen hastalığı olanlar vb.) yer almaktadır.
“Hiçbir aşı yüzde 100 koruyucu özelliğe sahip değil”
Buna rağmen yine de grip aşılarının bu tip immün sistemleri zayıflamış gruplarda da ne denli kazanım sağladığı hesaplanmıştır. Yeni tür grip aşılarının geliştirilmesi ve immün sistemi güçsüzleşmiş kişiler için de istenen düzeyde koruma sağlayacak aşıların hazırlanması için çalışmalar devam etmektedir. Yenilikler arasında, aşı hazırlanmasında farklı tekniklerin kullanımı ile üniversal grip aşılarının eldesi, aşı içinde immünojen olarak virüsün farklı bölgelerinin kullanımı, en somut gelişme olarak tanımlayabileceğimiz ‘dörtlü-kuadrivalan’ aşıların kullanımı ile mevcut iki Influenza B virüsüne karşı bağışıklamanın yapılması yer alıyor.Grip görülme sıklığı kış aylarında artıyor, ancak ülkemizde ocak ayında aşılamanın hatta geri ödemenin sona erdiğini görüyoruz. Grip yalnızca kasım-aralık aylarında görülmüyor, önemli bölümü ocakta başlıyor. Avrupa ülkeleri grip sezonu devam ettiği sürece aşılamanın yapılmasını önermekte, bizde de öyle olması gerekiyor ancak bu süreci uzatmayı henüz başaramadık.
Gebelerin durumu
Uzmanlar, gebelerde görülen grip tablosunun, genel popülasyonla benzer olduğunu ancak ciddi hastalık ve komplikasyonların gelişme ihtimali, yoğun bakım ihtiyacı ve mortalite oranlarının gebelerde genel popülasyona göre artığına dikkati çekerek, artıştan sorumlu olan mekanizmaları, “gebelikte immun sistemde meydana gelen değişiklikler” ve “gebelikte özellikle kardiyovasküler sistemde meydana gelen fizyolojik değişiklikler” şeklinde sıraladı.
Kalp hızı, vurum hacmi, oksijen tüketiminde artış ve akciğer kapasitesinde azalmanın influenzaya bağlı komplikasyonların gelişme riskini artırdığını belirten Badur, “1998-2002 yılları arasında hastane yatış bilgilerinin incelendiği bir çalışmada, influenza sezonunda gebelerin hastaneye yatış oranlarının diğer dönemlere oranla yaklaşık 2 kat fazla olduğu gösterilmiştir. En yüksek hospitalizasyon oranları üçüncü üç aylık dönemde ve özellikle terme yakın dönemde görülmektedir. Yandaş kronik hastalıkları bulunan gebelerde hospitalizasyon oranları sağlıklı gebelere oranla üç-dört kat daha da fazladır.
Kategori: Genel, Haberler, Sağlık & Güzellik
Sosyal Medya