Çocuklarda Kariyer Planlaması
Her çocuk biricik, eşsiz, dünyaya harika tatlar bırakma potansiyeliyle gelen ve asla başkalarıyla kıyaslanamayacak kadar kendine özgü bir hamur. Evet yanlış okumadınız, “hamur”. Ebeveynlerin en zorda kaldıkları konu ise, bu hamura şekil verip onun pişmesine ve içinde barındırdığı lezzetleri ortaya çıkarmasına yardımcı olmak.
Neden mi zor? Zor, çünkü insan canının bir parçası olan çocuğunun aslında hamurunda tam olarak ne var kestiremiyor. Zor, çünkü insan yapamadıklarını ya da idealize ettiklerini yaşatmak istiyor çocuğunda. Zor, çünkü rekabet dünyasında çocuklarımız da ebeveynleri tarafından mukayese konusu ve yarış unsuru oluveriyor biranda. Aynı zamanda çocuğunu çözümlemeye çalışan, iç dünyasını, becerilerini ön yargısız ve beklentisiz anal izetmeye çalışan anne-babalar da.
Hani bahtını yapamayacağını bilip de her koşuldatahtınıyapmayaçalışanaileleriniyiniyetleetkinliktenetkinliğe, sınavdan sınava, spordan güzel sanatlara yönlendirdiğin ortada çocuğumuzun “içindeki gökyüzü” koşuyor yardımımıza. Benim de öyle oldu. Ve iy iki de oldu.
Oğlum anaokulundayken haftanın üç günü konuşma terapisti ve pedagoglarda alıyorduk soluğu. Çünkü oğlum konuşmuyordu. Okul değiştirmek zorunda kaldık, veliler tarafından dışlandık, “öteki”leştirildik. Tüm bunların üzerimizde yarattığı baskıyla hem çok yıprandık hem de oğluma çok stres yaşattık. Oysaki, oğlum diğer çocuklara göre alışıla gelmişten daha farklıydı o kadar.
Bizler yoğun bir üzüntü ve ne yapacağını bilmezlik içindeyken, astrolojiyle ilgilenen oğlumun halası bir gün bana: “Oğlunun doğum haritasında Venüs gezegeni geri giderken doğmuş. Oğlun 5 yaşına geldiğinde konuşacak” dedi. İnanmayacaksınız ama oğlum 5 yaşını bitirip 6 yaşından gün almaya başladığı ilk günlerde konuştu. Ve onu bir daha hiç susturamadık.
İşte benim astrolojiye ilgim de böyle başladı. Ve Hem oğlumu hem de kızımı yetiştirmemde “yol haritam” oldu. Oğlum 8 yaşında felsefe ve insanlık tarihi okumaya başladı. Uzay hızında buluşcu bir zekası, başarılarla dolu bir okul hayatı var. Sosyal ilişkilerindeki eksikliklere yoğunlaşmış olsaydık ve de en önemlisi doğum haritasındaki kavşakları okuyamasaydık akademik zekasınındaki parıltıları ıskalayabilirdik. Kızımın hareketliliğini ve fanatik dönemeçlerini ön görmeyip spora yönlendirmemiş olsaydık, yadırganan yaramaz bir çocuk olarak algılanabilirdi. Ama çok şükür hiçbiri olmadı.
Çocuklar maddi ve manevi yeteneklerle dünyaya geliyor. Bununla beraber toplumun bu çocuklardan uymalarını istediği kalıplar var. Üstüne biz anne-babaların beklentileri ve hayalleri de işin için eğirince çocuklarımızın özünde ne olduğu, bu dünyaya hangi amaçla geldiği yani ruhunun ne yapmak istediği ve biricikliği gözardı ediliyor. O yüzden yetişkin birbireyinsağlıklıkariyerplanlamasınınçocukluktanitibarenyapılmasıgerektiğineinanıyorum. Hem çocuklarımızı daha iyi tanımak, onlara doğru yerde doğru şekilde rehber olmak hem de kendilerini keşfedebilmelerini sağlamak için doğum haritaları üzerinden yönlendirilmeleri çok çok önemli.
Benim de bir astrolog ve bir anne olarak yaptığım, doğum haritası üzerinden maddi ve manevi kaynaklarıyla çocuğun ruhunun ne yapmak istediğini birleştirmek ve anne-babaları bu konuda bilgilendirip yönlendirmek. Potansiyelini ortaya koyamamış bir çocuk, sayısız yeteneği ve bu hayatta onu gerçek anlamda mutlu edecek eğilimleriyle yer altında keşfedilmemiş bir maden gibi saklı kalıyor.
Gelin, çocuklarımızı saklı kaldıkları yerden çıkaralım. İçlerindeki gökyüzüyle gök kubbeyi buluşturalım. Hepsi öyle değerli bir maden ki, onları işleyip ışıltılarına ışık katalım.
Kategori: Astrolog Sare Palaska, Yazarlar
Sosyal Medya