Çocuklar İçin Sağlıklı Kış Önerileri

15 Aralık 2015 Devamı

Hastalıkları önlemek için öncelikle sağlıklı ve doğru beslenmek gerekir. Mevsiminde taze meyve ve sebzeler tüketilmelidir. Yeşil yapraklı sebzeler elma, portakal, mandalina gibi meyveler bağışıklık sistemimizi güçlendiren vitamin ve mineraller içerirler ve bunlar pişirmeden taze tüketilmelidir.

Sigaradan mutlaka uzak durulmalıdır. Sigaranın içen kişiye de dumana maruz kalan pasif içicilere de zararı büyüktür. ‘Çocukların yanında içmiyorum, balkonda içiyorum’ gibi bahaneler kendimizi kandırmaktan başka bir şey değildir. Sigara solunum yolu kanserlerinde bilimsel olarak tanımlanmış birinci etkendir. Solunum yollarımızı tahriş eder, geri dönüşsüz hasarlar yaratır. Üzerimize sinen kokunun saatler sonra bile zararlı etkisinin devam ettiği bilimsel çalışmalarla kanıtlanmıştır. Sigara içen anne babaların çocuklarında üst solunum yolu enfeksiyonu, astım gibi hava yolu hassasiyetinin ön planda olduğu süreğen hastalıklara sıklıkla rastlanır. Kalabalık ortamlarda hasta kişiler maske kullanmalıdır. Emziren anneler doktora danışarak ilaç kullanmalı ve hastalıkları boyunca maske takmalıdırlar. Mikroplarla savaşmak için annenin bağışıklık sisteminin ürettiği maddeler anne sütü yoluyla bebeğe de geçer. Üst solunum yolu enfeksiyonları virüslere veya bakterilere bağlıdır. Virüslere bağlı enfeksiyonlar antibiyotiklerle tedavi edilmez. Sadece virüs enfeksiyonlarının üzerine bakteriler eklenirse antibiyotik kullanılır. Bu nedenle doktora danışmadan ilaç özellikle de antibiyotik kullanılmaması gerekir.

Ihlamur, nane- limon gibi bitkisel çaylar yararlıdır. Ancak bir yaşından önce bitki çayları önerilmez. Bir yaşından büyük bebekler bir çay kaşığı balla tatlandırılmış bu sıvılardan günde en fazla bir çay bardağı tüketebilirler. Bal, solunum yollarımızı onaran değerli bir besindir fakat balın doğal olmasına özen gösterilmelidir. Dikkat edilmesi gereken ise bal polen içerir. Bu nedenle alerjik çocuklarda dikkat edilmelidir. 5-15 yaş arası çocuklarda boğaz enfeksiyonu ‘kalp romatizması’ adı verilen bir hastalığa neden olabilir. Bu nedenle bu yaşlarda üç günden fazla süren yüksek ateşlerde mutlaka doktora başvurulmalıdır. Bu mikroba karşı koruyucu tedavi sadece kalp romatizması olan hastalara verilir. Yani ‘koruyucu iğne’ başka bir hastalığa karşı da koruyucudur, şeklindeki şehir efsanesi ‘bademcik enfeksiyonu’ geçirmekten korumaz. Söz konusu iğnenin yapılması, her gün iki ölçek antibiyotik içmek demektir. Farklı amaçlar için çok yararlı olan bu ilaç suistimal edilmemelidir. Tüm yaşlarda şikayetlerin beş günden fazla sürmesi durumunda mutlaka doktora başvurulması gerekir. Bir yaşından küçük bebeklerde dirençli ateş, hızlı nefes alıp verme gibi şikayetlerin uyumaya, beslenmeye engel olması önemli bir hastalıkla karşı karşıya olduğumuzu gösterir. Tedaviye başlanmış olsa bile acilen doktora başvurulması gerekir.

Antibiyotik gibi bir ilaç başlandığında hastanın durumu iyiye gidiyorsa ateşin iki-üç gün daha sürebileceği unutulmamalı, sabırlı olunmalıdır. Ancak çocuğun genel hali ile ilgili endişe varsa doktora başvurulmalıdır. Eylül ayından itibaren riskli çocuklara grip aşısı yapılması bağışıklık sisteminin güçlenmesine katkıda bulunur. Astım, şeker, tansiyon, doğumsal kalp hastalığı gibi süreğen hastalığı olan çocuklar riskli grubunu oluşturur. Bağışıklık sistemi sağlam olan çocuklar bile yılda altı defa antibiyotik kullanacak kadar ağır enfeksiyon geçirebilir. Kreşe veya okula başlama yılında bu sayı artabilir. Telaşlanmak yerine doktorla takip etmek, gereksiz ilaç kullanmamak yararlı olacaktır. Önerilen ilaçlarımızı doğru şekilde, doğru miktarda, önerilen süre boyunca kullanmak, ‘hastalık geçti’ veya ‘ilaç bitti’ diye yeterli süre kullanmamak hastalıkların iyileşmesine engel olur. Kısa süre sonra şikayetler yeniden başlar. Biz de çocuğumuzun yeniden hastalandığını düşünürüz; aslında o hiç iyileşmemiş, ilaç kullanılan dönemde şikayetler maskelenmiştir. İlaçların etkisi bitince de başladığımız noktaya döneriz.

Kategori: Çocuğum, Sağlık & Güzellik