Bunu Yapanın Lohusalık Depresyonu Olmaz
Doğumla beraber hormonları ve kimyası değişen bedende depresyon riskinin attığı bir gerçek. Ancak bu gerçekle doğum sonrası depresyonundan doğumu ve anneliği sorumlu tutamayız. Zira sürecin insan bedeninde oluşturduğu tepkiler, süreçten ziyade sürecin algısıyla ilgilidir ve algılarımız hormonların kimyasal reaksiyonlarını etkiler. Evet değişen hormonal ve kimyasal tepkiler depresyonu izah eder ancak bunları etkileyen çoğu zaman algılardır.
Nasıl ki uçma korkusu olan kişinin uçak yolculuğunda stres hormonları artar, hücre fonksiyonlarını etkileyen kimyasal reaksiyonlar oluşur kalbi çarpar, eli ayağı titrer, hatta ölüyormuş hissine kapılabilir . Uçak yolculuğu birçok kişide benzer sıkıntıları oluştururken uçmanın güzelliğini görmeyip oluşturduğu sıkıntılardan bahsedebilir miyiz?
Orada sıkıntıyı oluşturan uçmak, havada olmak, yerden ayağın kesilmesi değil, bu durumla ilgili algılardır. Yani o durumla ilgili zihnin gördüğü resme bedenin verdiği tepkisel reaksiyonlar…
O halde annelik alanını her iki zihnin de (bilinçli ve bilinçaltı) güzel, hoş, neşeli, keyifli, güvenli olarak gören bedenin salgıladığı hormonlar dopamin, serotonin, oksitosin olacağından açığa çıkan reaksiyonlarda hücrelerde huzuru hissettirir . Ve her bir hücrenin güvenle çalışmaya devam etmesi halinde kalp kendi ritminde sakince çalışır . Mide bağırsak sisteminde gerginlik olmaz, kaslar gevşek, zihin açık, gözler sevgiyle bakar durumdadır .
Böylesine tüm hücreler orijinal tasarımında çalışırken süt fabrikaları sessiz sedasız yavrusu için en leziz gıdayı akıtmaya başlar rahmet pınarlarından. Böyle bir bedenden, kalpten, ruhtan anneliğe has latif duygular kolaylıkla çıkar, engelsiz bir şekilde bebeğine akar sevgi, şefkat…
Ve bu duygularla hücreleri, ruhu beslenen bebeğin ne ağlaması olur, ne gazı ne uykusuzluğu nede huysuzluğu…
O halde bir kadın anneliğe hazırlanırken kendini latif duygulara açmalı, bu duyguları gölgeleyen yetersizlik, suçluluk, öfke, kin gibi duygulardan özgürleşmelidir .
Sevginin olduğu yerde depresyon olmaz. Ancak birçok olumsuz duygu ve his varken sevgimizin de olamayacağını bilmeliyiz. Sevgi muhabbetin güzelliğini hissetmek için önce özgürleşmeliyiz .
Bize kendimizi kötü hissettiren , geçmişten getirdiğimiz refleks davranışlardan, düşüncelerden, ifadelerden özgürleşmeliyiz.
Kategori: Op. Dr. Ayşe Duman, Yazarlar
Sosyal Medya