Bebeklerde Gözyaşı Kanal Tıkanıklığı
Gözde sulanmaya ve enfeksiyonlara yol açan “gözyaşı kanal tıkanıklığının” en sık gözyaşı kanalının burunla kesiştiği noktada meydana geldiğini vurgulayan uzmanlar, hastalığın nadiren de olsa gözyaşı kanalının üst kısımlarında görülebileceğini söyledi.
Gözyaşı kanalı tıkanıklığının en sık ilk bir yaştaki bebeklerde, orta yaş ve sonrası kadınlarda, burun yapısı eğri olan bireylerde, uzun süren burun enfeksiyonu ve alerjiler yaşayan kişilerde görüldüğünü, hastalığın erkeklere kıyasla kadınları daha çok tehdit ettiğine dikkat çekti.
Erişkinlerde gözyaşı kanal tıkanıklığının büyük ölçüde sebepsiz olduğunu, burun kırıkları ve burun içi hastalıkları sonrasında da hastalığın oluşabileceğini belirtti.
Kalıcı enfeksiyon riski oluşturuyor
Kanal tıkanıklığında akım kesildiği zaman mikropların üreyeceği bir ortam oluşur. Buna bağlı olarak çoğunlukla düşük düzeyde ama kalıcı enfeksiyonlar kendini göstermeye başlar. Fakat bazı dönemlerde enfeksiyon apse haline gelebilir. Buna bağlı olarak çok ağrılı şişlik ortaya çıkabilir.
Başlıca tedavisi ameliyat
Kanal tıkanıklığının çoğunlukla gözyaşı kanalının alt ucunda burun ile birleştiği yerde geliştiğini söyleyen uzmanlar, hastalığın başlıca tedavisinin ameliyat olduğunun altını çizdi.
Göz cerrahların en sık yüzde 95 oranında başarı oranı sağlayan “dakriyosistorinostomi” (DSR) adlı ameliyat tekniğini tercih ettiğini, çok eskiden beri uygulanan tedaviyi şu sözlerle anlattı:
Tedavide kanalın tıkanık olan bölümü açılmaz. Bunun yerine gözyaşı kesesiyle burun arasında tıkanıklığın bulunduğu bölge bypass edilerek hemen üstte yeni kanal açılır. Buradaki en önemli nokta açılan yeni kanalın vücut iyileşmesiyle tıkanmamasıdır. Çünkü vücut ameliyatla açılan yeni kanalı kapamaya çalışır. Bu risk ameliyatı takip eden 3-6 ay arasında vardır. Ancak 6 ayı geçen vakalarda kanal tıkanma riski ortadan kalkar. Cerrahi müdahalenin mutlaka kanalın yeniden tıkanmayacak şekilde yapılması gerekir.
Diğer yöntemlerde başarı şansı az
Erişkinlerde ayrıca silikon tüp yerleştirme ve sondalama yöntemlerinden de tedavide faydalanıldığını, ancak bu tedavilerin başarı oranının düşük olduğunu ve sadece bazı seçilmiş olgularda uygulanabildiğini sözlerine ekledi.
Kategori: Bebek Sorunları, Genel, Haberler
Sosyal Medya