Anne yoksunluğu ve etkileri
Çocuğun, emzirme döneminde anneyle kurduğu iletişim temel güven duygusunu beslemekte; aynı zamanda kişilik gelişiminde de kritik rol oynamaktadır.
Çoğu zaman çalışan anneler, çocuklarıyla yeterince ilgilenemediklerini düşünerek, suçluluk duygusu yaşamakta olup bu duyguyu bastırmak için de çocuğunu hediyelere boğmaya, onun her dilediğini yapmaya çalışmaktadırlar. Bu durum ise her istediğini yaptıran ‘Çocuk İmparatorlar’ yetişmesine sebep olmaktadır.
Doğum sonrası anne ilgisi ve sevgisi hayati önem taşımakta; çocuğun anne yoksunluğu yaşaması çocukta temel güvensizlik oluşmasını ve düşmanca duyguların gelişmesini tetiklemektedir. Bu durum ileriki dönemlerde de sosyal becerisi zayıf bireyler haline gelme ihtimalini yükseltmektedir.
Anne yoksunluğundan 2-3 hafta sonra çocukta şiddetli ve uzun süreli ağlamalar ve huysuzluklar şeklinde kendini göstermeye başlar. Bunu takip eden dönemde de gelişim bozuklukları gözlenir. Bu durum bazen bebek ölümlerine bile neden olabilmektedir. Suçlu bireylerin çocukluklarına inildiğinde genellikle anne yoksunluğunun önemli bir etki olduğu ifade edilmektedir. İki ayı aşan uzun süreli anne yoksunluğunda ise bebekte içe kapanma gözlenir. Bu durum çevresindeki uyaranlara kayıtsız kalmasına varıncaya kadar bir süreç yaşanır. Çocuk ikinci yaşından sonra kısa süreli ayrılıklarda sorun yaşamaz. Anne bir müddet uzaklaştığında 2 yaş çocuğu bedeninden bir uzvun uzaklaştığı hissini artık yaşamaz. Bakıcı tutmak kaçınılmaz olmuşsa çocuklarını emanet edecekleri kişi sürekli değişmemeli ve bakıcıda belirgin bazı özellikler aranmalıdır.
Kısacası; iki yaşına kadar anne mümkün olduğu ölçüde, şartları zorlayarak, çocuğuyla birlikte olmalı ve çocuğunun maddi ve manevi yönden sağlıklı olarak gelişimine destek olmalıdır.
Sosyal Medya