Anne Karnında Büyük Tehlike!
Döküntü, hafif ateş, boğaz ağrısı, lenf bezlerinde şişme, tipik nezle belirtileri ve burun akıntısı. Bu belirtiler çoğu kez çocuklarda görülen kızamıkçık hastalığına ait. Her ne kadar çocuklar bu hastalığı hafif atlatsa da anne karnındaki bebekler bu kadar şanslı olmayabiliyor. Evet, yanlış okumadınız, anne karnındaki bebekler de kızamıkçık oluyor. Anne karnındaki bebeklerin bu hastalığa yakalanma sebepleri ise kızamıkçığa karşı bağışıklığı olmayan anneler.
Çünkü hastalık, bebeklere annelerinden geçiyor ve çok ciddi, kalıcı zararlar da verebiliyor. Bunu önlemek için ise anne adaylarının hamile kalmadan en az 1 ay öncesine kadar kızamıkçık aşısı olmaları gerekiyor.
Kızamıkçık, sadece çocukluk döneminde görülen bulaşıcı bir hastalık değil. Geçmişinde bu hastalıkla tanışıklığı olmayan her yaş grubundan insan kızamıkçık olabiliyor. Burada önemli olan nokta, 15-49 yaş arasındaki kadınların Doğumsal Kızamıkçık (Konjenital Rubella) Sendromu’ndan korunmalarını sağlamak.
2006 yılında kızamıkçık aşısının aşı takvimine girmesiyle doğumdan itibaren tüm bireyler kızamıkçığa karşı korunmuş oluyor. Ancak 2006 yılından önce doğan ve geçmişinde kızamıkçık hastalığıyla hiç karşılaşmamış olan 15-49 yaşları arasındaki kadınlar, doğumsal kızamıkçık sendromu için risk grubu içerisinde yer alıyor. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), kızamıkçık aşısını aşı takvimine ekleyen ülkeleri, hastalığın görülme yaşının ileri yaş grubuna kayacağı konusunda uyarıyor ve mutlaka doğurganlık çağındaki kadınlara ek aşılama programları uygulanmasını öneriyor.
Anne adayı kızamıkçık olduğu takdirde hastalık plasenta aracılığıyla bebeğe de geçiyor. Kimi zaman anne hastalığı ateş, döküntü ve soğuk algınlığına benzer belirtilerle geçirerek griple karıştırabiliyor. Yani anne adayı bazen hastalığı o kadar hafif atlatıyor ki grip olduğunu sanarak doktora gitmeyebiliyor. Kızamıkçık virüsü, anne üzerinde olumsuz bir iz bırakmazken, bebek üzerinde ciddi ve kalıcı hasarlara neden olabiliyor. Bunlar arasında ağır kalp kusurları, görme kaybı (katarakt), sağırlık, zekâ geriliği ve beyin hasarı gibi doğumsal özürler bulunuyor. Hatta uzmanlar, gebeliğinde kızamıkçık geçiren annelerin sağlıklı doğan çocuklarında, çocuklar okul çağına geldiklerinde juvenil diabet (gençlik şeker hastalığı) gelişme riskinin yüksek olduğunu belirtiyor.
Anne adayı, hamileliğinin ilk 3 aylık dönemi içinde kızamıkçık virüsü ile karşılaşacak olursa anne karnında ölüm, prematüre doğum ya da bebek anomalileri (eksiklik ve sakatlık) görülme riski de artıyor. Bu ilk 3 aylık dönemde kızamıkçık virüsü ile enfekte olan bebeklerin yüzde 90’ı sağırlık, göz defektleri, kalp defektleri, zeka geriliği gibi doğumsal bir sakatlıkla doğuyor.
Kızamıkçık, bağışıklığı olmayan kişilere hava yolu ile kolaylıkla bulaşıyor. Hafif ateş, boğaz ağrısı, lenf bezlerinde şişme ve burun akıntısı gibi şikayetler beliriyor. Erişkinlerde kızamıkçık hastalığı sırasında eklem iltihabına bağlı olarak eklem ağrıları da görülebiliyor. Ayrıca kanama bozuklukları, ilerleyici beyin iltihabı gibi korkutucu etkilere de neden olabiliyor. Bu yüzden yetişkinlerin kızamıkçık aşısı olmaları, bebekleri kadar kendileri için de büyük önem taşıyor.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO), yılda en az 236.000 doğumsal kızamıkçık sendromu görüldüğünü, bu oranın salgın yaşanan yıllarda on kat kadar arttığını rapor ediyor. Uluslararası seyahatlerin artması ve sınırların kalkması günümüzde vaka sayılarının yükselmesine daha fazla olanak sağlayabiliyor. Bu kötü tabloyu değiştirmenin tek yolu ise 15-49 yaş grubundaki tüm kadınların kızamıkçığa karşı aşı olması, yani bağışıklık kazanmaları…
Kızamıkçık hastalığının anne adayı ve anne karnındaki bebek için bu denli riskli olması, şüphesiz, doğurganlık çağındaki kadınların kızamıkçığa karşı aşılanmalarının ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor. 15-49 yaşları arasındaki tüm kadınlar bebeklerini kızamıkçıktan ve onun tehlikelerinden korumak için mutlaka kızamıkçık aşısı olmalı. Ancak kızamıkçık aşısı, hamile kadınlara ve 1 aya kadar hamile kalma olasılığı bulunanlara önerilmiyor. Anne adaylarının, hamile kalmadan en az 1 ay öncesinde bu aşı konusunda bir sağlık danışanına başvurarak aşılama planlamalarını yapmaları gerekiyor.
Kızamıkçık aşılaması 2006 yılından beri ulusal aşı takviminde yer alıyor. T.C. Sağlık Bakanlığı’nın yürütmekte olduğu Kızamıkçık Eliminasyon Programı kapsamında, 12 ayını dolduran her çocuğa ilk doz, ilköğretim 1. sınıfta ise 2. doz aşı uygulaması yapılıyor. Böylelikle kızamıkçık aşılama oranları son yıllarda yüzde 95′in üzerine çıktı.
Buna ek olarak Doğumsal Kızamıkçık Sendromu’nun da önlenmesi amacıyla doğurganlık çağında olup aile sağlığı merkezine başvuran kadınlara, kızamıkçığa karşı bağışıklanmaları yönündeki destekler sürdürülüyor.
Kategori: Genel, Haberler, Hamilelik, Sağlık & Güzellik
Sosyal Medya