Güneş Değil Güneşsizlik Hasta Eder!
Maalesef güneşle olan şifa dolu ilişkimiz bir karalama kampanyasına kurban edilmiş durumda. Senelerdir güneşten uzak durmanın bedelini D vitamini eksikliği ve beraberinde kapımızı çalan amansız hastalıklarla ödüyoruz.
07 Eylül 2016Paylaş
Size önerim, yaz aylarının bu son tatilinde sağlığınız için önemli bir adım atın ve güneşlenin!
Kimse koruma faktörü 30, hatta 50 olan koruyucular olmadan kumsala gitmez oldu. Maalesef sağlık için son derece vahim sonuçları olan bir karalama kampanyası ile karşı karşıyayız. Söylenenin tam aksine, asıl güneş değil güneşsizlik adamı hasta eder!
Son yıllarda giderek artan kanser vakalarının ardında yatan önemli faktörlerden birinin güneş fobisi olduğunu gösteren birçok araştırma var. İlginç ama yaklaşık 30 sene önce bu fobinin tohumları atıldığında amaç insanlığı cilt kanserinden korumaktı. Gelin görün ki cilt kanseri azalmadı, aksine tüm kanserler patladı! Neden? Çünkü onca yıl boyunca D vitamininin hayati önemi ve insan vücudunun D vitamini sentezlemek için güneş ışınlarına ihtiyaç duyduğu gerçeği göz ardı edildi.
Kliniğime gelen hastalarımda ilk kontrol ettiğim değerlerden biri D vitaminidir. Neredeyse hepsinde bu değerin son derece düşük olduğunu söyleyebilirim. Besinlerimizde eskisi kadar D vitamini olmadığını sık sık dile getiriyorum. Bu da yetmezmiş gibi bir de üstüne güneş fobisi eklenince durum iyice vahim bir hâl aldı. D vitamini aslında vitamin değil, güneşle aktive olan bir hormondur. Dilediğiniz kadar D vitamini zengini beslenin teniniz güneş görmezse nafile. Bunun aksi de doğru. Yani, istediğiniz kadar güneşlenin eğer diyetinizde yeteri kadar D vitamini yoksa yine nafile! Söz konusu olan öyle önemli bir hormon ki, yaklaşık 3000 geni etkilediği biliniyor. Bu sayı da tüm genlerimizin % 10’u anlamına geliyor.
2006 yılında, D vitamini ve kanser arasındaki ilişkiyi araştıran son derece kapsamlı bir araştırma(1) yapıldı. Bu çalışmanın sonunda sadece D vitamini rezervlerini dolu tutarak kansere karşı % 60 oranında koruma sağlandığı ortaya çıkmış. Bu ne demek? Aralarında pankreas, yumurtalık, prostat, akciğer ve cilt kanserlerinin de olduğu 16 kanser türüne karşı en etkili savunmanız D vitamini rezervinizi dolu tutmaktan geçiyor. Bu arada ironiye dikkatinizi çekmek istiyorum. Cilt kanseri olmamak adına güneşten bucak bucak kaçarak neredeyse tüm kanserlere davetiye çıkardık; üstelik bunların arasında cilt kanseri de var!
Güneş Girmeyen Eve Doktor Girer!
En değerli D vitamini kaynağından mahrum kalmanın sonuçları tabii ki sadece kanserle sınırlı değil. Güneşsiz bir yaşam birçok hastalığa, rahatça serpilip, büyüyebilecekleri bir ortam sunar. “Güneş girmeyen eve doktor girer” diye bir atasözümüz vardır. Binlerce yıllık bilgi birikiminin bilge bir özeti olan bu atasözünü biraz açalım dilerseniz: Güneş olmazsa…
• Bağışıklık sisteminiz çöker
• Depresyona girersiniz(2)
• Kanser olursunuz
• Osteoporoz olursunuz
• Çocuğunuzun kemikleri gelişemez
• Tansiyon hastası olursunuz
• Kalp krizi geçirirsiniz
• Romatizma hastası olursunuz
Size bu yıl Mart ayında Journal of Internal Medicine’da yayınlanan bir çalışmadan(3) bahsetmek istiyorum. İsveçli bilim insanları, yaşları 25 ile 64 arasında değişen 26.000 kadının güneşlenme alışkanlıklarını 20 yıl boyunca incelemişler. Çalışmanın amacı ise güneşle ilgili risk faktörlerinin bir karşılaştırmasını yapmakmış. Özellikle açık tenlilerde çok fazla güneşlenmenin ölümcül bir cilt kanseri olan melanoma riskini artırdığı biliniyor -zaten senelerdir maruz kaldığımız bu güneş karşıtı kampanyanın çıkış noktası da budur. Peki, güneşten kaçarak cilt kanseri riskini azalttığınızı varsayalım, ya D vitamini eksikliğinden kaynaklanan diğer risk faktörleri nedir? Çalışmanın sonucunda, düzenli olarak güneşlenen kadınların daha uzun bir yaşam sürdüğü; güneşten kaçanların ise kalp krizi ve kanserden ölme riskinin önemli oranda artığı görülmüş. Hatta bir de not düşmüşler: “Güneşten mahrum kalmak en az sigara içmek kadar tehlikelidir.”
Güneşle İlgili Yeni Bulgular
Güneşle ilgili pek bilinmeyen bir şeyden daha bahsetmek istiyorum. 2013 yılında yapılan bir araştırmaya(4) göre, güneş ışınları cilde değdiğinde vücut sadece D vitamini sentezlemiyor aynı zamanda sisteme nitrik oksit de salınıyor. Bu önemli molekülün marifetlerinden biri damarların gevşemesini ve kan akışının sorunsuz bir şekilde gerçekleşmesini sağlamaktır. Yani vücutta yeterli miktarda nitrik oksit varsa yüksek tansiyon probleminiz olmaz, dolayısıyla da kalp krizi geçirme riskiniz önemli oranda azalır. D vitamini seviyeniz düşükse ve güneşten etkin bir şekilde faydalanamıyorsanız, D vitamini takviyesi almak, diyetinizde D vitamini zengini gıdalara yer vermek son derece akılcı bir yaklaşım. Ancak güneşle temasın daha önce bilinmeyen faydaları ortaya çıktıkça, hiçbir takviyenin güneşin yerini tutamayacağı daha da iyi anlaşılıyor. Bu araştırmanın bir dermatoloji dergisinde yayınlanmış olması da son derece manidar.
Güneşi Balçıkla Sıvayamazsınız!
Tabii ki, 30 yıldır devam eden karalama kampanyasından sonra çıkıp “Biz büyük bir hata yaptık” demek kimsenin işine gelmiyor. Ama her zaman söylediğim gibi güneşi balçıkla sıvayamazsınız. Gerçekler er ya da geç ortaya çıkar, çıkıyor da.
Aslında güneşin ve güneşle temasta vücut tarafından sentezlenen D vitaminin önemi öyle yeni bir bilgi değil. Mesela tüberkülozu ele alalım. Ta 1903’de İsviçreli bir bilim insanı tüberkülozu güneş terapisi ile tedavi etmede büyük bir başarı sağladı. Bu yaklaşımı tüberküloz tedavisinde hâlâ altın standart olarak kabul ediliyor. Hele hele kemiklerin iyi gelişmemesinden kaynaklanan raşitizm hastalığı ile güneş arasındaki ilişki daha 17. yüzyılın ortalarında bile biliniyordu. İnsanlık tarihinin ortak hafızasını, bilgi birikimini yok sayarak, güneşi düşman etmek tam anlamıyla bir saçmalıktır.
Güçlü Bir Bağışıklık Sistemi İçin Güneş
Kanserden gribe tüm hastalıklara karşı en etkili savunma silahınızın güçlü bir bağışıklık sistemi olduğunu biliyorsunuz. Peki, güçlü bir bağışıklık sistemi için D vitaminine ihtiyacınız olduğunu biliyor musunuz? D Vitaminin bağışıklık sistemini aktive ettiği ilk olarak 2010 yılında Kopenhag Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma(5) sonucu ortaya kondu. Nature Immunology dergisinde yayınlanan çalışma bağışıklık sisteminin en güçlü savunma mekanizması olan T hücrelerinin harekete geçmesi için D vitaminine ihtiyaç duyduğunu gösteriyordu. Yani bu vitamin olmadığında savaşçı T hücreleri faaliyete geçemiyordu.
Gördüğünüz üzere senelerdir hem siz hem de çocuklarınızın sağlığı için elzem olan bir şifa kaynağından mahrum bırakıldınız! Bunun hesabını kim, nasıl verecek bakalım?
Güneşten Faydalanma Kılavuzu
• Öncelikle şunu bilmelisiniz: Sadece güneşlenmeniz yetmez, mutlaka gıdalarla da D vitamini almalısınız. Gıdalarla alınan D vitamini aktif formda değildir. Güneş, aktif olmayan D vitamininin aktif hale geçmesini sağlar.
• Kanser ve depresyon vakalarının artışının bir sorumlusu da senelerdir güneşten köşe bucak saklanmanızı öğütleyen kimyasal tıptır. Sonuçlar ortada: Kötü beslenmenin üstüne bir de güneşi düşman belleten bir beyin yıkama eklenince, D vitamini rezervleri boşaldı ve kanserden depresyona tüm hastalıklar artışa geçti. Önce bildiklerinizi unutun. Güneş değil güneşsizlik hasta eder!
• Söylediklerimi çarpıtmak için tetikte bekleyenlere not: Kimseye gidin marsık gibi yanın, kavrulun demiyorum. Sadece günde 20-30 dakika güneşlenmek besinlerle aldığınız D vitamininin sentezlenmesi için yeterlidir.
• Hangi saatte güneşlendiğiniz önemlidir. Güneşin tepede dik olduğu saatlerde UV B ışınları gelir ve D vitamini sentezini sağlayan, işte bu UV B ışınlarıdır. Güneşin yatay geldiği saatlerde ise, UV A ışınları gelir. UV A ışınları D vitamini sentezlemez ve kanserojendir. Yani, vücudunuzda D vitamini sentezlensin istiyorsanız, güneşin tepede dik olduğu saatlerde; gölgeniz boyunuzdan kısa iken güneşlenmelisiniz.
• Vücudunuza sürdüğünüz o kimyasallarla dolu güneş koruyucularla güneşten D vitamini falan alamazsınız. Çünkü D vitamini yağda çözünür ve siz vücudunuza yağları sürüp güneşlendikten sonra duşa girince vücudunuzdan akar gider. Sürdüğünüz kimyasalların cildinize vereceği zarar da cabası… Güneşten ancak ve ancak teninize hiçbir şey sürmeden faydalanabileceğinizi unutmayın.
• Güneşlendikten sonra sakın hemen duş almayın. Vücudunuza vitamini sentezlemesi için bir süre verin.
• D vitamini rezervlerinizi doldurmak için iki faktör bir arada olmalı: Hem D vitamini açısından zengin bir diyet hem de güneş.
• İdeal D vitamini değeri 80-150 ng/ml olmalıdır.
Kategori: Fitoterapi Uzmanı Dr. Ümit Aktaş, Yazarlar
Sosyal Medya