Dijital Çağın Yeni Vebası Fomo Hastalığı

23 Aralık 2015 Devamı

Uzmanlar, dijital çağın yeni hastalığının telefon ve bilgisayarlar aracılığı ile kendini sanal ortamlarda hisseden kişilerin, çeşitli sosyal medya ortamlarında olan bitenleri, haberleri, gelişmeleri kaçırma korkusu olarak adlandırılan fomo olduğu belirtti.

Son araştırmalara göre dünya üzerinde yaklaşık 2,5 milyar insanın internet kullandığını belirterek bu kullanıcıların en az 1,8 milyarının sosyal medya ağlarında hesabı olduğunu ve aşırı bağımlıların fomo hastalığına yakalandığını kaydetti.

Fomo insan geleceğini tehdit edebilir. Kişi sürekli olarak yazı yazma, yorum yapma, konum bildirme, fotoğraf-bilgi paylaşma, diğerlerinden onay alma, beğenilme dürtüleri ile yoğun bir şekilde yaşamaya başlar. Dikkat edilmezse yaklaşık 2 milyar insan bu hastalık için aday haline gelir. Bu nedenle eğer tedbir alınmazsa fomo insan geleceğini tehdit edebilir.

SİZ “FOMO“MU SUNUZ?
Kendinizi basitçe kontrol edin. Sürekli sosyal medyaya bakıyorsanız, bir şeyleri kaçırmamaya çalışıyorsanız, kaçırdım korkusuyla her şeyi baştan gözden geçiriyorsanız, yaptıklarınızın saçma olduğunu düşünmenize rağmen bunları yapmaktan kendinizi alıkoyamıyorsanız, boş kalmaktan huzursuz oluyorsanız, her boş vakitte hemen sosyal medya sitelerine giriyorsanız Tıbben bir değerlendirme almanızı öneririm. Çünkü bu belirtiler fomo hastalığını işaret ediyor olabilir” diyerek sözlerini sürdürdü.

TÜRKİYE FOMO İÇİN RİSKİ BÖLGE
Türkiye’de internet kullanım oranı, tüm nüfusa oranla yüzde 45. Türkiye’de 35 milyonun üzerinde internet kullanıcısı var. Genç nüfusun yoğun olduğu bir ülke olarak bu hastalık açısından önemli bir ülkeyiz. Özellikle 15-34 yaş aralığında olan, dürtülerini engellemekte zorluk yaşayanlar, 2000 yılından sonra doğanlar Z kuşağı, mükemmelliyetçiler ve kendine güvenemeyenler risk altındadırlar. Onay alma, değer ve kabul görme gibi en temel psikolojik ihtiyaçları doyurulmamış bireylerde fomo daha yaygın olarak görülmektedir. Kişi günlük hayatta göremediği ilgiyi sanal ortamda görmek için yoğun çaba harcar. Çoğunlukla sosyalleşme ve iletişim güçlüğü de yaşarlar. İş, özel ya da okul hayatları doyumlu değildir. Reddedilmeye duyarlıdırlar, dışlanma ve başarısızlık korkuları oldukça fazladır. Diğerlerinin neler yaptığını, kimlerle nerelere gittiğini, neler giydiğini bilme arzusu bir tür takıntı haline gelmiştir.

SOSYAL MEDYA TUVALETİ
Bu alışkanlıklar kişinin yaşamını ve sosyal işlevlerini bozuyorsa tedavi gerekir. Örneğin kişi tuvalet ihtiyaç görürken sosyal medyaya bakabilir. Ama sosyal medyaya bakmak için işten kaçıp tuvalete giriyorsa işte bu tedavi zamanının geldiğini gösterir. Bir tür uyuşturucu bağımlılığı gibi. Günlük hayatla ilgili sıradan alışkanlıklar gibi görünmesi erken tanı ve tedaviyi geciktirebilir. Bu da başka ruhsal ve sosyal sorunlara ve hastalıklara neden olabilir. Bir tür sanal uyuşturucu bağımlılığı gibi düşünebiliriz. Tedavi edilmezse depresyon, kaygı bozukluğu dâhil birçok hastalığın kapısı açılabilir.

Kategori: Genel, Haberler, Sağlık & Güzellik