Ergenlikte Davranım Bozukluğu
Ergenlerde davranım bozukluğu olarak sayılabilecek çok sayıda rahatsızlıklar yer almaktadır. Klasik bir şekilde bahsetmek gerekirse çok sayıda rahatsızlık saymak mümkündür. Ama bu programda bu konunun ana temeline inerek oradan rastlanılan ve şu anda anne ve babaları daha çok ilgilendiren ergenlik sorunlarına girmenin programın kalitesine daha çok yakışacağı düşüncesindeyim. Kısa bir örnek vermek gerekirse, son zamanlardaki yayınlarda ergenliğe giren çocukların tutunacakları 4 dalı olduğundan bahsedilmekte.
Bunlar; kendini algılayışı ile ilgili sorunlar “ ben güzel miyim? Çirkin miyim? Kilolu muyum?” gibi kendisini algılayışı ile ilgili sorunlar,
İkincisi arkadaşları arasında nasıl bir yeri olduğu
Okul başarısı, Spor, santranç vb kişisel yeteneklerinin varlığı.
Ergenlerin çoğu bu dört alandaki yerini arar. Bunlardan en azından birisi ile ilgili algılayışının olumlu olması ergeni mutlu kılar. Bu durumu daha iyi açıklamak için bir örnekle anlatmak gerekirse, bana bir gün yüzünün her yeri sivilcelerle dolu, doğum sırasında yaşadığı sorun yüzünden öğrenme bozukluğu yaşayan ve okul başarısı iyi olmayan bir çocuk getirmişlerdi. Babası okul başarısızlığını bir türlü kabul etmiyordu, çocuğunun eğitim hayatında yaşıtlarına göre geriden geleceğini kabul etmiyordu. Çocuk, babasının katı tutumundan baskılarından sıkılmıştı. Baba eğitim hayatındaki başarıya odaklanmıştı ve çocuk başarısız oldukça onu aşağılıyor ve evde başarılı olan ağabeyinin altında çocuk eziliyordu. Bu nedenle kendine güvensizdi. Yani kısacası yukarıda belirttiğim 4 dört alanın üçü çocukta yoktu. Çocuk sivilceleri nedeni ile kendisini fizik olarak hoş bulmuyordu, okul başarısı iyi değildi, utangaç olduğu için topluma pek çıkamıyordu. Ama bu çocuğun tutunduğu öyle bir dal vardı ki oda oynadığı mükemmel basketboldu. Okulda basket sayesinde arkadaşlarının arasına giriyordu. Kızlar ona ilgi gösteriyordu. Resmen hayata tutunduğu tek daldı. Babası ne yaptı dersiniz? Daha iyi ders çalışsın diye basketi yasaklayarak lisanslı olduğu basket takımından çocuğu aldı. Öğretmenleri ile konuşarak derslerini etkilediği için basket antremanlarına okulda da gönderemeyeceğini söyledi. Yani çocuğun tutunduğu tek dal olan o 4. maddeyi baba eliyle kesmişti. Çocuk bana ne için mi getirildi? İntihar girişimi….. Böyle bakılınca başka ne olabilirdi ki dedirten bir durum.
Bu yüzden sadece olaya ergenlerde intihar girişimi olarak değilde daha çok temele inerek bu ve bunun gibi temel mekanizmalara inerek ergenliğe bakmak ve yaşanan her konuya kısaca değinmenin temele oturtulmuş bir mekanizmanın seyirciye verilmesinin daha kalıcı olacağı düşüncesindeyim. Her ergen bir narsistir ve bu süreç tamamlanana kadar da öyle kalır. Öyle bir narsizim ki ergenler araba kullanmaya yeni başladıklarında bile en iyi arabayı onlar süreceğine inanır. Öyle bir egodur ki hiç kaza yapmayacaklarını düşünürler. Peki ergenler en sık neyden vefat eder? TARAFİK KAZASI. Ergenler uyuşturucu alır ama asla bağımlı olmayacağını düşünür. Öyle bir ego ki uyuşturucu bana bir şey yapmaz ben istersem zaten bırakırım diye düşünür. En fazla uyuşturucu satıcıları kimlerin çevresinde dolaşır. Yine ergenlerin…..Bunun gibi temel konulara girerek oradan konulara değinmenin daha doğru olacağı düşüncesindeyim.
Son zamanlarda internet bağımlılığı ve buradan buluşulan kişilerle yaşanılan sorunlar da önemli bir problemler. Ergen intiharlarındaki artışlar. Şiddet ve nedenleri. Erkeklerde şiddet, kavga varken aynı şiddet kızlarda evden kaçma ve erken yaşta yaşanan cinsel birlikteliklerde kızların içsel şiddetinin dışa bir vurumu diye de düşünüyorum.
Sıklıkla dikkat eksikliği hiperaktivite dememin nedeni ise bu rahatsızlıkların ergenlikte yaşanan sorunların hatta ileri yaşlarda olan boşanmaların, aldatmaların, altında bile bu rahatsızlığın yer aldığını biliyoruz. Bu konu çok yanlış biliniyor. En azından bu rahatsızlığın sadece çocuklarda olduğu zannediliyor. Bu rahatsızlığın erişkinlikte de olduğu bilinmiyor. Bu belirtiler neler? Bunlardan da bahsedilebilir. Bu kişilerde bu yüzden yetmiş yaşına da gelse ergenlik bitmiyor.
Her okul çağındaki çocuğun %9 da bu rahatsızlık var. Bu bize başvuranlardan çıkarılan bir yüzde birde gelmeyenleri düşünürsek çok fazla oranlar çıkacağını düşünüyoruz. Dikkat eksikliği ,tek başına çocukların okul başarısızlığı etkileyen en önemli rahatsızlıktır. Çocukla aile arasında sorunlar yaşanmasına neden olanda en önemli rahatsızlıktır. Evde sesler yükseliyor. Şu anda çocuğu ile ödev yapan ve çocuğu travmatize eden öyle çok anne var ki. Bu, bir o kadar da enerjisi tükenmiş şekilde dolaşan anne anlamına geliyor. Çocuklarının hep geleceklerinden kaygı ediyorlar. Sürekli en iyi hocadan dersler vb. Binanın temelinde sorun varken hala kat eklemeye çalışıyoruz. Ama ne anne ve baba ne de çocuk bunun bir biyolojik problemden kaynaklandığını bilmiyor. Çocuğunu ve kendi aralarındaki ilişkileri zedeliyorlar. Çocuk başaramadığı dersten başardığı sanal dünyaya kapılıyor. Yani internet bağımlısı oluyor. Hep klasik çözümlerle bilgisayarlar kaldırılıyor. Soruna yeni sorunlar ekleniyor temelde bir rahatsızlık olduğu ve tedavisinin kolay olduğu pek anlatılmıyor.
Çocuk hiperaktif oluyor ısrarcı oluyor, sürekli yenilik arıyor. Ailede kızsa da, sinirlense de isteklerini yapıyor çocuğun. Çocuk zamanla kural tanımaz oluyor, engellendiğinde öfkeleniyor. Bizler de adına, “ergenlerde şiddet” diyoruz. Hiperaktif olan çocukların; erken yaşta sigaraya başlama, uyuşturucu kullanımı, hızlı hayat, hızlı araba sürme, ilerdeki yaşamlarında aile sorunlarına dahi sık olarak rastlanıyor. Bu nedenle hep temelden başlayarak konuları onun üzerine oturtarak daha iyi anlaşılacağına inandığım için çok kısada olsa dikkat eksikliği hiperaktivite ye de biyolojik açıdan ne olduğunu bir slayt ile programda açıklamak isterim. Çok sayıda danışanım olduğu için bu konuda aileler gerçekten çok çaresiz ve çok sayıda aile çaresizce inancını kaybetmiş şekilde yaşamlarını sürdürüyor. Hem ergenlikte yaşanan sorunları anlatırken hem de küçük yaşta bu sorunu olan ailelere bilinçlendirme açısından dikkat eksikliği hiperaktivite de biyolojik olarak neler olduğundan, bunun çocuğun kişiliğine nasıl etki ederek yanlış yere götürebildiği bu slayt ile yapacağımız geçişte daha iyi anlaşılabileceği düşüncesindeyim. Sağlıcakla Kalın…
Kategori: Psik. Dr. İbrahim Bilgen, Yazarlar
Sosyal Medya