Kardeş Kıskançlığı
Kardeş geçimsizliği olmayan ev parmakla gösterilir, Küçük yaşların açık kıskançlığı yaş ilerledikçe üstü örtülü olarak, çekişme ve anlaşmazlıklar biçiminde sürer. Ana-babanın,kıskançlığı en uygun yollardan ele aldığı, ayrım gözetmediği evlerde bile, belli ölçülerde yarışma ve çekişme vardır.
Kıskançlık gibi kaba ve yıkıcı bir duygunun yarışmaya dönüşmesi, önemli bir gelişmedir. Bunu sağlayabilen ana-baba başarılı sayılmalıdır. Bununla birlikte kardeşler arasındaki çekişmenin ara sıra alevlenmesi de olağandır. Çünkü kardeşler hem birbirine bağlıdırlar hem de karşıdırlar.
Özellikle ana-baba yanında yakınmaları ya da çekişmeleri üst düzeye varır. Oysa yalnızken az çekişirler. Hele dışarıda birbirlerinin koruyucuları kesilirler. Biraz önce saç saça baş başa dövüşürlerken, biraz sonra can ciğer kuzu sarması olurlar.
Kardeşine soluk aldırmayan çocuk,annesi kardeşini döverken, araya girmeye çalışır, kendisi dayak yeme pahasına başka çocuklara karşı kardeşini savunur.
Kardeş kavgaları en mutlu evlerde bile, ana-babayı her gün uğraştıran bir sorun olabilir. Her zaman da kolay bir çözümü yoktur. Bu durumda ana-babanın yapacağı en iyi şey yangına körükle gitmemektir. İlk kural çocukların oyununa gelmemektir. Çocuklar ana-babayı kendi anlaşmazlıklarına çekmekte ustadırlar. Kavgayı kimin başlattığını aramaya çalışan ana-baba,bu işin çok zor olduğunu görür.
Tutulacak doğru yol nedir? En doğrusu mümkün olduğu kadar araya girmemek, anlaşmazlıkları kendi aralarında çözümlemeleri gerektiğini söz ve davranışlarla kardeşlere anlatmaktır. Küçük çekişmelerde,tartışmanın kavgaya dönüşmediği durumlarda ,ana-babayı yardıma çağırsalar da araya girmemek en uygun çözümdür. Tartışma büyüyor ya da kavgaya dönüşüyorsa en iyisi kardeşleri birbirinden ayırmak, ayrı odalara göndermektir. Kavga anne babanın gözü önünde geçmemişse, kural olarak cezaya ya da dayağa başvurmamak gerekir.
Kardeş sorunları nereden kaynaklanır? Sorusu hep aklımıza takılır. Bu sorunun cevabı öncelikle gerçekten kardeş ayrımının yapılıp yapılmadığı ile ilgilidir. Ne yazık ki bir çok evde bu bilinçsiz olarak yani kasıt içermeden yapılmaktadır. İlk ayrım daha önce değindiğimiz küçük-büyük ayrımıdır. Evde sağlığı bozuk ya da sakatlığı olan çocuğa daha çok ayrıcalık tanınmıştır. Müzmin hastalığı olan çocuk,hastalığının gerektirdiği bakımdan çok ilgi görüyorsa, bu durum kardeşlerde acıma duyguları değil, kızgınlık uyandırır.
Birkaç kız kardeşten sonra gelen erkek kardeşin de yeri hep ana-babanın gözünde farklı olur.
Türkçe’de,kardeşlerin bu çelişkili bağlılıklarını belirten çok güzel sözler vardır:
“Kardeş kardeşin ne olduğunu,ne öldüğünü ister”.
”Kardeş kardeşi bıçaklar,yar başında kucaklar.”
Bu sözlerin belirttiği evrensel gerçek, kardeşlerin birbirlerini hem sevdiği hem de çekemediğidir. Kimi kardeşler ne geçinebilirler, ne de ayrı durabilirler. Genellikle yaş ilerledikçe sevgi ağır basar. Ancık bu karşıt duygular,bu ikili duygular etkisini uzun yıllar sürdürebilir.
Erişkin yaşa gelip de, çocuklar gibi didişen kardeşler az değildir.
Kategori: Çocuk Psikolojisi, Genel, Haberler
Sosyal Medya