Çocukluk Döneminde Sağlıklı Beslenme
Çocukluk dönemi, bebekliğin bitimi ile pubertenin başlangıcı arasındaki dönemdir. Okul öncesi ve okul dönemini kapsar. Bu dönem ağır ve sakin bir büyüme dönemi olarak da bilinir.
Bebeklik dönemi ile karşılaştırıldığında, fiziksel büyümenin yavaşlamasına karşın, sosyal, bilişsel ve duygusal alanlarda önemli gelişmelerin olduğu bir dönemdir. Bu nedenle optimal beslenme, diğer bir deyişle yeterli ve dengeli beslenme, bebeklik döneminde olduğu gibi, bu dönemde de önemini korumalıdır.
Okul öncesi ve okul çocuklarına uygulanan beslenme programlarının, büyüme-gelişmeyi sağlama yanında, yaşam boyu sağlığı korumayı, hastalık risklerini azaltmayı, hatta önlemeyi de hedeflemesi gerekir. Bu hedefe ulaşmak ise, çocuğun beslenme alışkanlıklarını, ağız tadını, tercihlerini gözardı etmeksizin, yaşına uygun türde ve miktarda besin seçimi ile mümkündür.
Bu dönemdeki çocukların beslenmesi, ailenin diğer bireylerinden ayrı düşünülemez. Sağlıklı beslenme ilkeleri tüm aile için geçerlidir. Ancak, sürekli büyüyen-gelişen çocukların erişkinlerden daha fazla besleyici, fakat daha küçük porsiyonlarda besinlere gereksinimleri vardır.
Tüm aile için geçerli olan sağlıklı beslenme ilkeleri aşağıda özetlemiştir.
• Enerjinin yeterli alınması, boya uyan vücut ağırlığının her dönemde sağlanması ve koruması: Çocukların iştahları pek çok şeyden kolayca etkilenir. Uzun sürekli iştah azalması, kilo kaybına, malnütrisyona ve büyümede aksamalara neden olurken; enerji fazlalığı da şişmanlığa yol açar. Çocukluk dönemindeki şişmanlık, psikolojik sorunlarla seyretmekle kalmaz, erişkinliğe yansır ve birçok kronik hastalık için risk faktörü oluşturur.
• Besinlerde çeşitliliğe özen gösterilmesi: Karbonhidratlar, proteinler, yağlar, vitaminler, mineraller, ve sudan oluşan ve sayıları 50’yi bulan besin öğeleri, vücuda ancak farklı türde besinlerin yenmesi ile alınır. Bu nedenle, günlük beslenmede besinlerin mümkün olduğu kadar farklı grupları temsil edecek şekilde tüketilmesi önerilir.
• Total yağ, doymuş yağ ve kolesterol miktarının azaltılması: Amerika başta olmak üzere, dünyanın birçok ülkesinde ölüm nedenlerinin başında yer alan kalp-damar hastalıklarından korunabilmek için, alınan önlemlerin başında, total yağ, doymuş yağ ve kolesterol tüketiminin azaltılması gelmektedir. Sözü edilen ögeleri azaltabilmek için et, tavuk, yumurta, süt, yoğurt, peynir gibi hayvansal besinlerin az ya da önerilen miktarlarda tüketilmesi ve az yağlı olanlarının tercih edilmesi önerilmektedir.
• Yeterli lif tüketilmesi: Konstipasyonun önlenmesi, diyabetin daha iyi kontrolü, kan lipitlerinin daha iyi düzenlenmesi, kanser dahil çeşitli barsak hastalıkları ile obesitenin önlenmesi konularında önemli rolü olan lifin yeterli miktarlarda alınması önerilir. Bunun için, liften zengin olan sebzelere, meyvelere, kuru baklagillere, tam undan yapılmış ekmeğe, makarnaya, bisküviye vb. besinlere, bulgura, kuru yemişlere günlük beslenmede sık yer verilmesi istenir. Çocuklar genellikle sebzeleri ve tam undan yapılmış ekmeği sevmezler. Buna karşın, meyve ve kuru baklagilleri severler. Annelerin bir yandan çocukların gereksinimlerini, diğer yandan tercihlerini göz önüne alarak, lifli besin tüketimini dengelemeleri gerekir.
• Şeker tüketiminin azaltılması: Çocuklar tarafından çok sevilen şekerin fazla tüketilmesi, şişmanlığa ve diş çürümelerine neden olur. Günlük beslenmede enerjinin büyük bir bölümünün (% 45-50) ekmek, pilav, makarna gibi kompleks karbonhidratlardan gelmesi, şeker ve tatlı türden besinlerin günlük enerjinin % 5, en fazla % 10 ile sınırlanması önerilir. Hatta mümkünse, her gün şeker ve tatlı türünden bir besinin yenmemesi, yenecekse ana öğünlerde, bir başka besin ile yer değiştirerek ya da az miktarda yenmesi önerilir. Bu şekilde diş çürümelerinin ve şişmanlığın önüne geçilebilir.
• Tuz alımının sınırlandırılması:Çocukların tuz gereksinimi oldukça düşüktür. Tuzun sürekli olarak fazla tüketilmesi, ileri yaşlarda yüksek tansiyon hastalığına neden olur. Çocuklar yemeklere tuz serpmekten hoşlanırlar. Tuzluğun masadan uzak tutulması, yemeklere az tuz eklenmesi, hazır besinlerden (çorbalar, et suları, soslar, konserveler, salamuralar vb.) kaçınılması, cips-pringles, gibi atıştırma türünden besinlerin azaltılması, tuz alımının sınırlanmasına yardımcı olur.
Porsiyon ölçüsü:Et, tavuk balık için 1 köfte kadar, yumurta için 1 adet, ekmek için 1 ince dilim, pilav-makarna için 2-3 yemek kaşığı, pişmiş sebzeler için 1 kepçe, çiğ sebzeler için örneğin domates, havuç, salatalık 1 orta boy, meyveler için elma, şeftali, portakal gibi büyük tanelilerde 1 orta boy, kiraz, çilek, üzüm gibi küçük tanelilerde 1 kase’dir
Kategori: Prof.Dr. Muazzez Garipağaoğlu, Yazarlar
Sosyal Medya