Prematüre Bebeklere “Kanguru Bakımı”
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Yenidoğan Uzmanı Dr. Aşkın Güra Nemlioğlu, UNICEF’in desteklediği ve ülkemizde uygulanmaya başlanan ‘Kanguru Bakımı’nın prematüre bebek tedavisinde anne sıcaklığını, sevgi ve temasını iyileşmeyi hızlandırarak olumlu sonuçların alındığını söyledi.
17 Kasım Dünya Prematüre Günü öncesi Memorial Antalya Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Yenidoğan Uzmanı Dr. Aşkın Güra Nemlioğlu, prematüre bebekleri hayata bağlayan kanguru bakımı hakkında bilgiler verdi.
Anne karnında gelişimini tamamlamadan doğan prematüre bebekler için dünyaya gelmek, ilk günden itibaren birçok problemle mücadele etmek anlamına geliyor diyen Nemlioğlu, “Organlarının büyüyüp gelişeceği dönemden, yani 37 haftayı doldurmadan önce doğan prematüre bebeklerin vücut dirençleri ve enfeksiyonlarla başa çıkma şansları daha düşük oluyor. Dış dünyayla başa çıkabilecek duruma gelene kadar yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde tedavi gören prematüre bebekler için anne-baba sıcaklığından uzakta kalmak da büyük bir sorun olarak karşımıza çıkıyor” dedi.
‘Kanguru Bakımı’nın UNICEF desteği ile 1979 yılından bu yana ABD, İngiltere, Fransa ve Kanada gibi gelişmiş ülkelerde uygulandığını belirten Dr. Aşkın Nemlioğlu, “günümüzde Türkiye’de benimsetilmeye çalışılan ‘Kanguru Bakımı’ prematüre bebeklerin tedavisinde anne sıcaklığının, sevgi ve temasının iyileşmeyi hızlandırarak olumlusonuçlar alınmasını sağladığını gösteriyor.”
Yenidoğan Uzmanı Nemlioğlu şöyle devam etti;
“Kangurular yavrularını karınları üzerinde bulunan bir kesede taşıyarak onunla devamlı sıcak bir temas halinde bulunurlar. Bundan esinlenilerek yenidoğan yoğun bakım servislerinde uygulanan kanguru bakımında prematüre veya düşük doğum ağırlıklı bebekler, sadece altı bağlanmış, başında bir başlık olacak şekilde annesinin göğüsleri üzerine yatırılarak emzirtilir ve anne sıcaklığını hissederler.
Anne ve bebek arasında oluşan sevgi ve yakın bağ prematüre bebeğin hayatta kalmasını sağlayan en önemli unsurlardan biridir. Şefkatli fiziksel temas prematüre bebeğin solunum ve kalp ritimlerini geliştirir; annenin sesi, onun mırıldanmaları bebeğin nörolojik ve zihinsel gelişiminin tetikleyicisidir. Bebeğin vücut ısısı korunur, anne ve babası ile arasında psikolojik bir bağ kurulur. Kanguru bakımı olan prematüre bebekler, anne sütleri ile daha iyi beslenirler, daha sakin uyurlar ve hastaneden daha kısa süre içinde taburcu edilirler. Bu bebeklerin kilo alımları, oksijen durumları daha iyi olmakta ve kalp atışları düzgün seyretmektedir” dedi.
‘Kanguru Bakımı’nın solunum cihazına bağlı olmayan bin 500 gramın altındaki bebeklere uygulandığını kaydeden Nemlioğlu, “Kanguru bakımı’ yenidoğan yoğun bakım servislerinde durumu uygun olan ve yardımcı solunum cihazı uygulaması gerektirmeyen bin 500 gramın altındaki bebeklere yapılabilir. Kanguru bakımına günde 30 dakika ile başlanır. Bebeğin durumuna göre bu süre günde 2-3 saate kadar uzatılabilir. Bebeklerin uyuduğu dikey pozisyon, onları düşük ağırlıklı bebeklerde hastalık ve ölüme en sık neden olan geriye kaçış ile akciğerlere mama kaçması riskinden korur. Anne ve prematüre bebeklerin birbirinde uzak olmaları halinde yaşanan önemli bir sorun sütün gelmemesidir.
Kanguru bakımı ile annenin göğüslerine bebeğin sürekli yakın olması süt üretimini artırır. Anne ve bebek arasında oluşan yakın temas ile bebekte terk edilme korkusu ortadan kalkar. Direkt ten teması termal battaniye ya da normal kuvözün sağladığı sıcaklıktan daha iyi bir sıcaklık sağlar.
Anne ve bebeğin yakınlığı bebeğin ağlamalarının azalmasını sağlayarak bebeğin fazla enerji harcamasını önler ve kan dolaşımının düzene girmesini sağlar. Kanguru pozisyonu aynı zamanda bebeklerin bağışıklık sistemlerini güçlendirerek enfeksiyonlardan da uzak tutar ve annelerin bebeklerini bu anlamda yakından takip etmelerini sağlar. Annenin dokunuşları, sesi, mırıldanması ve hatta kalp atışı bebeğin nefes almasını canlandırarak prematüre bebeklerde sıklıkla görülen apne (solunum durması) önlenmiş olur.”
Sosyal Medya