12-18 Ay Döneminde Duygusal Gelişimler
Çocuklarda bu hızlı gelişim dönemi birçok gerilimi de beraberinde getirir. Bu dönemde çocuğun dil becerileri gelişmekte, söylenen şeylerin daha fazlasını anlamakta, ancak kendi duygu, düşünce ve isteklerini yeterince ifade edememektedir.
Kendini tutamayabilir
12-18 ay arasında “kendini tutabilme” (davranışlarını kontrol edebilme) özelliği henüz gelişmeye başlamıştır. Örneğin çocuk arkadaşını ısırmanın kabul edilmeyen bir davranış olduğunu bilse dahi, ilk anda içinden gelen ısırma isteğini yenemeyebilir. Bu yaştaki çocuklar dürtülerini kontrol etmekte henüz çok yetersizdir.
Kendini tutmanın beynin bu dönemde önemli ölçüde olgunlaşmakta olan frontal lobu ile ilişki olduğu düşünülmektedir. Bunu başarmak çok zor olsa da, tutarlı bir şekilde nasıl yapacakları gösterildiğinde (“hayır Selin, Aras’a vuramazsın, ama oyuncağını almasını istemediğini söyleyebilirsin”) sosyal olarak kabul edilemeyen bazı davranışlarını (ısırmak, vurmak ve çığlık atmak gibi) kontrol etmeyi öğrenmeye başlayabilirler.
Öfke nöbetleri
12-18 aylık bir çocuk “hayır” dendiğinde kendini sınırlayabilir ancak özellikle yorgun, uykusuz, aç ve öfkeli olduklarında bunu başarmaları çok güç olur. Genellikle öfke nöbetleri de böyle zamanlarda patlar. Bu nedenle çocuğunuzu gözlemeli ve bir öfke nöbetinin yaklaşmakta olduğunu hissetmeniz halinde, olaylar kontrolden çıkmadan duruma el koymalısınız.
Örneğin çocuğunuz çok yorgunsa biraz kucağınızda oturarak bir kitaba bakmasını ve dinlenmesini sağlayabilirsiniz. Çocuğunuz bir arkadaşı ile oynarken, aralarındaki gerilimin artmaya başladığını görürseniz yeni bir oyuna veya şarkıya başlayarak dikkatlerini başka yöne çekebilirsiniz.
Yine de öfke nöbetlerini önlemek her zaman mümkün olmayabilir. Aslında gerilim/öfke nöbeti yaşamak küçük çocukların zor durumlarla nasıl baş edileceğini öğrenmeleri açısından önemli bir süreçtir.
Öfke nöbetine kapıldığı anda anne-babasının ya da diğer bakım verenlerin kendisinin yanında olduğunu gören çocuğun, kontrolünü kaybettiği ya da duygularına ilişkin yardıma ihtiyacı olduğunda onların kendisine destek olacağına dair güven duygusu gelişir.
Ayrılmak zorlaşır
12-18 aylık çocuklar anne veya babalarına karşı güçlü bir duygusal bağlılık gösterirler (bu güçlü bağlılığın ilk sinyaller 8. ayda ortaya çıkar ve 15. ayda tepe noktasına ulaşır).
Bu yaştaki çocuklar artık sizden ayrıldıktan sonra da sizi hatırlamaya devam ederler ve örneğin sabah işe gitmek için evden çıkarken bu ayrılık beklentisi onlar için büyük bir stres kaynağı oluşturabilir.
Bu yaşta ayrılık kaygısı terk edilme veya yalnız kalma korkusu olarak kendini gösterir. Bu çağda hafıza, dil ve sembolik oyun alanlarındaki becerileri gelişmeye başlamıştır ve iki yaşından sonra bu becerilerin iyice olgunlaşması ile ayrılıklarla çok daha rahat bir şekilde baş etmeye de başlayacaklardır.
Ona yardımcı olun
Bu hızlı ve gerilimli gelişim döneminde sosyal ilişkileri ve duygusal gelişimi açısından ona bol bol yardım ve destek sağlamanız gereklidir.
Alternatif yolları öğretin
İlişkiler ve duygusal gelişimi konusunda çocuğunuza yardımcı olmak için, gerilimli hallerde başvurabileceği yöntemleri öğretin (kelimelerle veya mimiklerle ifade etmek, yardım istemek, vb.). Davranışının sonuçlarını net bir şekilde belirtin. Örneğin “Aras’ın oyuncağını elinden çekemezsin ama senin sıranın geldiğini söyleyebilirsin” veya “arabayı onun elinden alırsan, arabayla oynamana izin vermem”, gibi.
Davranışı çocuğun kendisinden ayırın
Kabul edilemez bir şey yaptığında dikkatini başka yöne çekerken, örneğin “seni çok seviyorum ama bu davranışını beğenmiyorum” diyerek, davranışı kabul etmeseniz de kendisini her zaman kabul ettiğinizi ona belirtin.
Keşfetmesine ve güvenle geri dönmesine olanak verin
Sizi, yanınızdan ayrılıp keşif yapmaya gittiğinde, biraz rahatlamak ve duygusal olarak güç kazanmak üzere geri dönebileceği “güvenli bir liman” olarak görmesine izin verin. Yani dünyayı keşfetmesi ve tanıması için onu teşvik ederken; aynı zamanda rahatlamaya, güvenliğe ve sizinle arasındaki güven dolu ilişkiye ihtiyaç duyduğunda her zaman onu memnuniyetle karşılamaya da hazır olmalısınız.
Sınırlı seçenekler sunun
Meyve olarak elma mı yoksa muz mu tercih ettiği; boya yapmak için mavi mi yoksa kırmızı kalemi mi tercih edeceği gibi. Karar verme şansına sahip olmak onu çok mutlu edecektir.
Sonuca değil sürece odaklanın
Oyunun sonucuna değil oynama sürecine odaklanın. Bir resmin boyandığını ya da bloklardan oluşmuş uzun bir kuleyi görmek güzeldir elbette, ancak asıl önemli öğrenme boyama sırasında veya blokların nasıl üst üste dizileceğini anlamaya çalışırken gerçekleşir. Çocuğun hatalar yapmasına izin verin, bunlar öğrenmek için değerli fırsatlardır.
Sosyal Medya